29 Nisan 2016 Cuma

Yanılsama,

Bazen arkası boş yanılsamalara giriyorum gözüm kapalı. Her şey sıradanmış, yolundaymış gibi. Uyandığımda ise betona çakılmışcasına zihnimin duvarlarına çarpıp geri dönüyorum. Doğduğum yere, büyüdüğüm ve büyüttüğüm yere, kendime. Sınırlarımdan uzaklaşıp bu sefer farklı olacak umuduyla çıktığım yabancı sokaklar, is kokulu yer altı şehirleri, samimiyet aradığım dudak kenarları beklentimi karşılamıyordu. Biraz terlemiş biraz üzülmüş biraz yıkılmış şekilde evimin yolunu tutuyordum. Döndüğümde ise karşılaştığım enkaz yalnızlığımı körüklerken ben tırnaklarımı geçirdiğim enkazın içinden kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Tırnaklarım kırılıyor, umudum kadar.
Fakat hiçbir işe yaramıyor. Ne sonunu görebiliyor, ne de sonsuzluğunu bilmek istiyordum. Tek beklediğim Tanrı'nın yeni bir kart sürmesi oyuna. Veyahut hile yapması, evet. Tüm hakkaniyet hassasiyetimi çiğneyip bencilce bunu bekeyebilirdim. 
Biraz kaldırırım başımı zihnimdeki buhrandan. Ayağımın dibinde oturuyor olur pisi. Bir tekme atarım belki. Atamam, nasıl atarım ki anlaşma bozulurdu. Bedenimizin ışıksız kaldığı gün kim önce giderse diğeri onu toğrağa gömecekti. Toprağa. Ne acı.
Solumdaki kitaplığa dönerdim sonra. Pablo ölüme direnmek adına masasında şiirler yazıyor olurdu. Bukowski ise acı şaraplardan birini yudumlardı kesin. Ne de olsa acı bir adam. Freud ağzında purosuyla hastalarından birine denek muamelesi yapardı. Camus kafasındaki hastalıkları dökerdi sayfelere. Behçet N. abimiz ise şiirlerine kazırdı sevdasını. Ben de birazdan yırtar atarım şu önümde karaladığım sayfeyi. 
Herşey yolundaymış gibi. Hiçbir şey yolunda olmasa da.

2 yorum:

  1. Aren...Çok etkileyici.Bu günlük belki bir yazını okuyabilirim, ama ismini unutmam.Yaşım değerli her şeyi farketme yaşı.Çok güzel...Ece ablan.

    YanıtlaSil
  2. Sağolun, memnun oldum ece abla

    YanıtlaSil