28 Mayıs 2016 Cumartesi

İdiopatik Sancı,













Ben en çok kırmızı kiremitli gecekondulara bakarken söndürdüm tütünümü,
annem izlerken pencereden beni,
sanki yarıştırıyorduk hüzünleri 
oysa tüm kesikler aynı vücuttaydı, tüm gözyaşları aynı kaba akıyordu.
Dur dedim gözlerimle, dur anne yapma, taşacak kabımız
boğulacak hayaller, yapma anne!
Babam geldi sonra, 
babalar çalışırdı, babalar yorulurdu
Babalar herkeste yorulurdu da bize halleri kalmazdı ya
Şimdi olsam küçük bir çocuk,
isterim işsiz güçsüz bir baba, isterim tek kablık yemek,
İsterim koca bir işsiz baba..


Otobüste pencere kenarında
camda süzülen damlalarda bıraktım bir yarımı da,
yanımdaki teyzenin sarılmasını bekledim sebepsiz,
sarılmadı,
kimse durduk yere sarılmazdı
Bunu artık koca kafama sokmalıydım
Birinin okyanuslu dertleri aşıp gelip 'geçecek dostum' demesini bekledim.
Oturdum kaldırıma,
gelmedi,
üşüttüm hayallerimi..
Dar bir sokağa girdim, camekanda sana denk geldim,
senin tablon! Beyazların arasına siyah fırça darbeleri..
bak! dedim, 
bak şu göz torbalarımda biriken hüzne,
seç arasından en nadide çırpınışlarımı,
giderken öp kanı çekilmiş dudaklarımdan,
eğ başını gözlerimin eşiğinden çıkarken,
değmesin gözlerim gözlerine, affederim sonra.
Hadi git, kaybol şuradan  içime doğru,
kaybol ki elleşmesinler artık yarana, 
kaybol sarılmaz kimse sana,
saramaz kimse seni,
kesip atmaz kimse,
çünkü herkes yorgun..
Giderken yak şu moruğun sigarasını,
çünkü; ben de yorgunum..

1 yorum: