1 Mayıs 2016 Pazar

Bir şey oldu,

Hatırlarım da o günlerde bir ağız dolusu gülmüştüm. Şebekçe, fütursuzca, devamlı bir halmiş gibi korkusuzca gülmüştüm. Dert, tasa başka diyarlarda başka figanlara sebepti. Sonra bir şey oldu, burnum sızladı. Bilirsin aziz dostum burukluğun en erken habercisidir bu. Adımlarım yavaşladı birden. Yollarım kırıldı, ben kırıldım. Nefes alan almayan her şey kırıldı. Tüm çiçekler güneşe döndü, ben gölgede kaldım. Gölgede.
İnsanlar, bitkiler, hayvanlar, denizler ve hatta ütopik yaşam savaşçıları dahi kasvetimden kaçar oldu. Oysa güneş yakın, mevsimler hiç hazır olmadığı kadar hazır, masal kahramanlarım aşka seferberdi. Fakat çoktan sokaklarım terk edilmiş, kalabalığın yerini haddini aşan sessizlik almıştı. Birkaç küçük şey daha oldu. İçimde biriken kelimeler isyan başlatıverdi. Krallıkları yıkıp özgürlüğü haykıran yararsız bir tutum sergilediler. Yanlarındaydım. İki şiir düzdüm saçları kısa bir kadına, veya uzun  ne bileyim! Sonuçlarını es geçip tutkuyla direndik, sevgiyle. Devrim yaptık. Sonra..  Sonra insanlar kaçıştı durdu içimde. Kimseyi oturtamadım zihnimde, gönlümde.Pek âla kimseye de değmedi gözlerim. Sonra yoruldum. Ruhum bedenime nazaran bir adım dahi atamayacak kadar yorgundu. Atamadığım adımların kurbanı olarak yitirdiklerimi yanına meze yapacaktım. Bu kadardı işte, her şey bu kadar. Yıldız kaydı sonra, gökyüzüne gerilen siyah çarşaf indi, güneş doğdu. Tenim hala soğuk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder